Paydaşlarla Anlaşamayan Paylı Mülkiyet Sahipleri İçin Çözüm

Paydaşlar ile anlaşamayan ve anlaşması mümkün görünmeyen paylı mülkiyet sahipleri için paydaşlıktan çıkarma davası çözüm olabilir. Bu davaya göre paylı mülkiyetin kullanımı konusunda zorluk çıkaran paydaş, pay sahipliğinden çıkarılabiliyor.

Elbirliği mülkiyete sahip mülkiyette paydaşların mülk üzerinde birtakım hakları vardır. Paydaşlardan bazıları eğer mülkiyetin kullanımını ağır şekilde zorlaştırır, engeller veya diğer paydaşlara olan yükümlülüklerini ağır bir şekilde çiğner ise kullanımı engelleyen paydaşın mahkeme kararı ile paydaşlıktan çıkartılması mümkündür. Halk arasında hisseli tapuda paydaşlıktan çıkarma, pay satmaya zorlama olarak adlandırılabilir.

Paydaşlıktan çıkarma davasının açılabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir. Mülkiyet üzerinde payı az olan paydaşın, “Mülkiyet üzeride payı çok olan paydaş kullanımı engelliyor.” gerekçesi ile paydaşlıktan çıkarma davası açması mümkün değildir. Payı az olan paydaşın mülkiyeti kullanımı engelleniyor ise payı az olan paydaş, ortaklığın giderilmesini ve kullanım bedelini talep etmesi mümkündür. Bu durumda paydaşlıktan çıkarma davası söz konusu olmayacaktır.

Paydaşlıktan çıkarma yapılırken hakim payın aynı şekilde bölünebilir olup olmadığını (aynen taksim) gözetmesi gerekir. Eğer paylı mülkiyet aynen bölünebilirdurumda ise hakim paydan çıkartılana aynen bölünüp verilmesi kararını verecektir.

Eğer mal aynen bölünebilecek durumda değil ise çıkartılan paydaşın payının dava tarihindeki mal varlığı değerine göre kendilerine devrini mahkemeden istemeleri gerekir. Eğer devri paydaşlıktan çıkarma davasını açan tarafından istenirse hakim hüküm vermeden önce belirli bir süre verir, pay değerinin ödenmesinden sonra ise tapuda adına tescil kararı verilmiş olur.

Payı karşılayacak kısım maldan aynen ayrılamaz ve bu payı isteyen paydaş da bulunmazsa hakim, davalıya payını devretmesi için bir süre belirler ve bu süre içinde devredilmeyen payın açık artırmayla satışına karar verecektir.

  • 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 696
  • Kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaş, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabilir.
  • Davanın açılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesine bağlıdır.
  • Hâkim, çıkarma istemini haklı gördüğü takdirde, çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmı maldan ayırmaya olanak varsa, bu ayırmayı yaparak ayrılan parçanın paylı mülkiyetten çıkarılana özgülenmesine karar verir.
  • Aynen ayrılmasına olanak bulunmayan maldaki payın dava tarihindeki değeriyle kendilerine devrini isteyen paydaş veya paydaşlar bu istemlerini paydaşlıktan çıkarma istemi ile birlikte ileri sürmek zorundadırlar. Hâkim, hüküm vermeden önce re'sen belirleyeceği uygun bir süre içinde pay değerinin ödenmesine veya tevdiine karar verir. Davanın kabulü hâlinde payın istemde bulunan adına tesciline hükmolunur.
  • Payı karşılayacak kısım maldan aynen ayrılamaz ve bu payı isteyen paydaş da bulunmazsa hâkim, davalıya payını devretmesi için bir süre belirler ve bu süre içinde devredilmeyen payın açık artırmayla satışına karar verir. Satış kararı, cebrî icra yoluyla paraya çevirmeye ilişkin hükümler uyarınca yerine getirilir.

- Paydaşlıktan çıkarma davasında başka şehirden bir avukat ile çalışabilir miyim?

Avukatlık mesleği saygın mesleklerden olup özen ve sorumluluk gerektirir. Avukatlar ofislerinin bulunduğu şehir dışındaki şehirlerde de mesleki faaliyetlerini sürdürebilirler. Burada önemli olan avukatın hangi şehirde bulunduğu değil çalışma prensibi ve ne kadar özenli olduğudur.

- Ortaklığın giderilmesi - İzale-i Şuyu konusundaki makalemize burdan ulaşabilirsiniz.

Hukuki Süreç

Ortaklıktan çıkartılmak istenen veya ortaklıktan çıkarmak isteyen tarafta olabilirsiniz. Her iki durumda da kanunun öngördüğü şartların sağlanıp sağlanmadığı önemlidir. Kanunun öngördüğü şartların sağlanıp sağlanmadığı ise yapılacak hukuki işlemlere ve bu hukuki işlemlerin ne kadar özenli olarak yürütüldüğü ile bağlantılıdır. Avukatlık büromuzda Türkiye'nin birçok farklı ilinden dosyalarımız bulunmaktadır.

Hukuki süreç özen ile yürütülmez ve takip edilmez ise somut olay farklı olmasına rağmen mahkemenin kararı, mahkemeye sunulan evraklar üzerinden olacağı için hak kayıpları yaşanabilir.

Neden Tigin & Gençer

Dava süreci başlangıcında müvekkil ile avukatlık sözleşmesi yapılmakta ve davanın özen, sorumluluk ve basiret ile yürütüleceği garanti altına alınmaktadır.

Hukuki sürecin işleyişi ve aşamaları müvekkile bildirilmekte, olası hukuki gelişmelerden müvekkil yazılı olarak haberdar edilmektedir.